Trend

Nedir bu İrade?

Ruh, başka bir boyutta yaratılmış ve tam olarak o boyutta ne yaptığı ve ne kadar beklediği bilinmeyen ve bu boyutta beden giymek ve deneyim elde etmek ve bilinçlenmek için gelmiş bir enerjidir.

Ruh İnsan bedenine anne karnındaki doğum süreci ile bağlanır, Anne karnında kaldığı süreç içerisinde sürekli yıldızların manyetik etkileri ile terbiye edilerek doğar ve yaşamı boyunca yıldızların manyetik enerjileri ile terbiye edilmeye devam eder. Dünya hayatından Asıl maksat, yani yaşamın hakikati, senin sonsuz hayatına hazırlayan bir simülasyon yazılımdır.

İnsan asla bir evrensel yasa meydana getiremez ve hatta evrensel yasalara müdahale edemez, değiştiremez, yalnızca evrensel yasaları tespit ederek bilebilir ve bu yasalardan istifade edebilir. Yani evren, bu yasaları oluşturan sebepler ile %91 mutlak etkidedir. Bu duruma Külli irade diyoruz. İnsan yalnızca %9 irade gücü ile mutlak etkileri yöneterek yeni sonuçlar oluşturabilir. Buna da insanın cüzzi iradesi diyoruz. % 9 sizin gözünüze küçük geldi sanırım. Birkaç örnek vererek sizin ufkunuzu açmak istiyorum.

Mesela yağmur yağması evrensel bir prensiptir. Yağmur kafasına göre yağmaz. Yağmur yağması için öncelikle sebepler oluşması gereklidir. Eğer sebepler oluştuysa asla engellenemez. Yağmur bizim için gereklidir, ancak fazla yağmur yağması, hayatımızı yani kurduğumuz düzenimizi bile tehdit edebilir. insan bilinçlenerek bu suları bir barajda biriktirebilmeyi öğrenebilir. Bu sonuçtan kendisine fayda çıkaracak hale getirebilir. Hatta evrensel sebepleri bilirse kendisi sebepleri meydana getirip yağmur yağdırabilir. Ancak bize öğretilen bilgiye göre Allah tan başka kimse yağmur yağdıramaz. Bu bilginin aslı şudur. Allah sebep sonuç ilişkisi bakımından evrensel yasaları belirlemiş bir mühendistir. Ayrıca insana akıl vermiştir. üstüne birde yer yüzünde halife yaratacağım diye insanı işaret etmiştir. Eğer insan sebepleri tespit edebilirse kendiside sebeplerin oluşmasına vesile olabilir veya oluşan sonuçları kendi lehine çevirmeyi öğrenebilir.

Örneğin Afrika – Nigeria eyaletinde 1 sene yaşamış bir kişi olarak çok sert yağmurlar yağdığına şahit oldum. Ancak ülkede bir tane bile baraj olmadığı için bu yağmur insana bir fayda vermemekte olup, sadece bitki örtüsüne fayda verdiği açıkça ortadadır. Güzel ormanları var. ancak Afrika – Nigeria eyaletinin hatta kıtanın komple genelinde büyük bir elektirik sıkıntısı olduğu ortadadır.

Yanlış hatırlamıyorsam Almanya ülkeye büyük ölçüde jeneratör sattığı için kıta ahalisinin bilinçlenmesinin önünü kesmiş baraj kurabilecek bilince ulaşmalarını engellemiştir. Alman bilinci Nigerialı bilincine üstün gelmiştir. Biz buna üstün bilinç sonucu oluşan ihracat diyoruz 🙂

İnsan bilinci seviye seviyedir. Şu an dünyada hepimiz aynı bir filmin içindeki oyuncular gibiyiz ve yönetmen İsraildir. Bunun aksini idda edene güler geçerim. 🙂 Yani Şu an dünyadaki en üst bilince sahip kişi yahudilerdir. Peki bu yahudiler bu bilince nasıl sahip olmuşlardır, araştırmak gereklidir. Yahudiler gelmiş geçmiş tüm ilimleri biliyor. Sır gibi saklıyor ve biz ilgilenmeyelim diye birçoğunun üstünü örtmüş durumdadırlar. Bilimde en üst seviyedeler. Küçük bir toprak parçasından tüm dünyayı yönetebilmeleri büyük bir başarıdır. Kutlayalım mı? yoksa nedenini mi araştıralım? Yoksa vay hainler diyerek suçlayalım mı?

Adamlar, doğal afetlerin nasıl oluştuğunu bilerek, kendileri evrensel sebeplerin meydana gelmesine vesile olabilecek düzeye gelmişler, evrensel yasaları kendileri istedikleri gibi kullanabilmekteler. Deprem oluşturabilecek cihazlar yapmışlar ve bunu silah gibi kullanabiliyorlar. Yağmur yağdırmak çok geride kaldı be arkadaşım. İşte evrensel yasaları nasıl kullandığımız ile iligili sorumluyuz ya zaten. Ahiret denilen diğer boyutta da Hesap bu yüzden var. 🙂 Herkes bu yüzden bildiğinden meshuldür.

Mevsim koşullarını önceden öngörü yaparak mevsimleri kullanıp enerji dahi üretebiliriz. Şimdi bu konu gelecek öngörüsü ile ilgili bir konudur. işte bu konuları bizim zihinlerimizde falcılık olarak kazıyan kimdir. Araştırdığımızda bu taşın altından yahudi misyonerler çıkacaktır.

Geçmişte ölüm ile sonuçlanan birçok hastalık şuan doktorlar tarafından tedavi edilebilmektedir. Peki bu kadere müdehale değil midir.? Doktor kişinin ölüm tarihini söyleyebiliyor. Çünkü sebepleri biliyor ve sonucun ne zaman gerçekleşebileceğini belirtiyor. Doktorlara Falcı demiyoruz. Doktorlar gelecek öngörüsü yapmıyor mu? Öngörü yapmayı geçtim kadersel anlamda hasta olmuş bir kişiyi iyileştiriyor. Bu resmen kadere müdahale değil mi? ya da kadere müdahale nedir yahu? birisi bunu bana bir açıklasın. Bu kalıp sözü kim icat etmiş. Kader nedir? yahu biz kaderin kelime anlamının ne olduğunu bilmiyoruz. Tamamen kulaktan dolma bilgiler ile yaşayan mucize canlılarız.

Şimdi bu olaylara Bilim konusudur bu konu TIB ilmidir diyen bizim ahalimiz, ne kadar zevzek bir akla sahiptir ki, Astrolojiyi falcılıktır diye isimlendiriyor. Astroloji tıp ilminden dahi öndedir. Tıb hastalığa sebep verecek sonuçları inceliyor. Astroloji, hastalık sebepleri oluşmadan söyleyebiliyor. Kişinin hastalık potansiyelini ölçebiliyor. (medical astroloji bu alanı kapsar) işte bu yüzden; Tıbbın babası olarak anılan hipokrat
“Astroloji bilgisi olmayan bir doktorun kendisini doktor olarak tanıtmaya hakkı yoktur.” diyerek belirtmesi çok ilginçtir.

Astrolog bir gelecek öngörü mühendisidir. Önemli astrologların hayatlarını incelemenizi tavsiye ederim. Hayran kalmamak elde değil. Peki bizim bu gerçekleri görmemizi engelleyen ve Astroloji ilmini falcılık statüsüne koyduran kimdir? diye bir araştırdığımızda medya olduğu ortaya çıkmaktadır. (Gazete falları) (Fal programları) (0900 ara beni falcı telefon hatları) Adamlar hem zihnimizi kirletiyor hemde bundan ciddi bir maddi gelir sağlıyor. Medya zaten yahudilerin en başarılı olduğu alandır.

Her birimiz hayatın içinde farklı karmik ve kozmik eğitim görmekteyiz. Her birimizin hayatta elde ettiği kadersel olasılıkları matematiksel bir sebep sonuç ilişkisi bulunmaktadır. Hayat bir eğitimdir ve Bu eğitim boyutlar arası Online durumdadır. Şimdi buradan paralel evrenlere ve oradan reankarnasyon denilen konuya bağlayacağım ancak çok uzayacak toparlayamam.

Hepimiz holografik yani simülasyon tarzı bir zaman düzlemindeyiz. Bu okulun içinde eğitim mücadelesi veren canlılarız.

Bir insan olarak bize en gerekli konu bilgidir, ilimdir. Hayatınızın sorumluluğunu almış. Allah ile kontrat imzalamış Bir insan olarak, Kendinizi bilgiye kilitlemeyin.

Hayat sadece Sabah işe git, akşam eve gel, acık karın ile oynaş, sonra çocuğu sev ve acık tv seyret, sonra yat uyudan ibaret değildir. Sadece Bu kadarı bilinçlenmek için insana yetmez… Boş geldik, boş gideceğimiz gibi, torunlarımıza bilgi yerine, Miskin genler ve dandik karma aktaran, bir millet olmaktan artık sıyrılmalıyız.

Sevgiler.. 🙂

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu