Trend

Gezegenler ve manyetik titreşimleri…

Gezegenler manyetik titreşimleri ile adeta telgraf çeker gibi senaryonu senin zihnine uzaktan online olarak gönderir. Hemen sonrasında zihin bunu algılar ve Sendeki anılar bilinç altında tetiklenir ve Dürtüler başlar. Sahnenin arkasından Sufle sana artık çoktan gönderilmiştir. Ancak sen iraden ile olaylara karar verirsin. Tabi ki iraden ne kadar sağlamdır, onu sen belirleyeceksin. Bu hayat tamamen her yönüyle bir okuldur. Bir üniversite gibi bir şey. Herkes sonsuzluğu içindeki yerini belirlemek için savaş vermektedir.

Örneğin; Mars 7. ev sularında kare açılar ile konumlanmış birisi hele birde 7. evi balık burcunun elindeyse. Savaşa bak sen.. 🙂 Bu kişi evlenmek için evlenmez. Savaşmak için evlenir. Savaşa bileceği bir eş arar. Dişine göre birini bulunca da hemen orada aşık olur.

Karşısındakini ikna etmek için ona dil döker. Sözleri ile onu etkilemek için her yolu dener. Kokusu ile etkiler, Vucud sıvıları ile onu büyüler. Aşk bir tür büyü yani bir tür Sihirdir. En iyi sihiri insan kendi Sözlerinin titreşimi ile veya bunu başaramaz ise Dokunarak veya Kokusu ile veya vucud sıvılarının titreşimi ile yapar. Tükürük, Ter, Sperm ve diğer aklınıza ne gelirse bunların hepsi insanın karşısındakini büyülemek ve etkisi altına almak için kullandığı iç güdüsel olarak ürettiği SİHİR metodlarıdır.

Birden İki kişi arasında bir frekans çekimi uyumlu titreşimler meydana gelir. Bu titreşimler sahte umutlarda doğurabilir. Biz buna aşk diyoruz. Aşk bir sihirdir. Aşk bitmez mi? Biter tabi ki. Evlenince büyü bozulur. Eğer kişiler sevgi enerjisi ile birbirlerine bağlanmayı aşk büyüsü bozulana dek becerememiş ise kavgalar başlar. Aşk bir büyüdür. Sevgi kalıcı gerçek duygudur. Astrolojide Sinastri haritaları ile iki kişi arasındaki enerji uyumu önceden ön görülebilir.

Sevgi kazanılmamış bir ilişkide evlenince, savaş artık başlamıştır MARS iş başındadır. Birde bu esnada 7. ev sularında uranüs transiti var ise Kişi bunun farkında değilse bu manyetik türbülans ile evlilik boşanmaya % 100 gider.

İki tarafta kendince haklıdır. Sonuç; yıkılan bir aile ve dram. Kazanılan deneyim; “Sakın Evlenme Yanarsın” öğretisi. Torunlar bu öğretiyi bilinç altından sizin genleriniz vesilesi ile alır. Doğacak torunlar bu öğretiyi hayatlarında yaşayabilecekleri bir zaman diliminde hayata gelir. Matematiğe bak…Bu silsile, farkında oluna dek devam eder. Yani özetle: Senin kaderin atalarının kaderinin bir nevi Level farkıyla devamı gibidir.

İşte kader böyle işler durur.

Yani birileri çıkıp yahu ALLAH yok diyor ya 🙂 yani bu matematiksel denklemleri kim kuruyor peki, biri bana anlatsın da aydınlanalım. Allah muhteşem bir mühendistir. Bu hayatta ayağın taşa takılsa düşün bak, onun bile matematiği var.. o taşı senin ayağının takılacağı ölçüde yerleştiren bir mühendis var. Sen sadece bir AVATARSIN. Amacın öğrenmek. Neyi peki, kendini tabi ki. Kendini bildiğin ölçüde rabbini bilebilirsin. Bilinmek isteyen o öğrenmek isteyen sensin. Bunu asla unutma.

Yani kişi geçmiş atalarının ona aktardığı bilinç altı kayıtlarında bulunan anılar ile konuları değerlendirir. Bu Bilinç altı kayıtlarını gezegenlerin manyetik titreşimleri uzaktan tetikler ve bilinç altın seni otomatik kararlar almaya zorlar. Dürtülerini zihninde Senaryolaştırarak uygular ve yeni anılar elde edersin. Bu yeni anıları Yeniden kodlar ve torunlarına bilinç altından genetik olarak aktarırsın.

Bu kader acayip bir şey. Yani senin kaderini sana ataların aktarıyor gibi bir durum var. 7. göbekteki deden sana genleri ile dürtülerini çoktan aktarmış durumda. Öyle bir matematik var ki, insanın vuvv diyesi geliyor. (burada da aslında bir matematik var ama uzun sürer sonra bu konuya girelim) bana devam edeceğim yeri şu şekilde hatırlatın;

Soyum ile benim aramda nasıl bir bağlantı var. Yoksa Allah kafasına göre kader mi iteliyor. Veya ben bu soyu nasıl kazandım. Bu kadersel olasılıkları ben mi istedim? yoksa bana itelediler mi? yok sa bunların hepsi bir tesadüf mü?

Dedenin yediği nanelerin faturasını torununun ödemesi. Ancak bir kişi çıkıp durun inecek var ! ben çok sıkıldım. Ben bu atalarımın öğretilerini kabul etmiyorum demiyor. soran bile yok. mışıl mışıl uyku içindeyiz. ezbere düz mantık yaşıyoruz. tamamen safkan dürtüsel robotlar gibiyiz.

Zihnini yeniden programlayabilir. Karmik hakedişin olduğu kadar tabi ki de, Karakterini değiştirebilirsin.

Zihnini yöneten kaderinin bir kısmına müdehale edebilir. Olasılıkları değiştirebilir. Ancak bu konuda yine karmik hakediş ile sınırlıdır.

Yani NASİP diye bir şey var.

Mesela senin burada bu yazıyı okuman bir nasiptir. ancak bu yazıdan herkes çok farklı şeyler anlayabilir. Nasibin kadar anlayacaksın.

Sevgiler 🙂

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu