Trend

Evrenin Dünya hapishanesinde beraber yaşlandığım mahkum arkadaşlarıma mektup :)

(bu ilk değil ve son mektup olmayacak)

Eğer zamanın içinde yaşıyorsan her an farklı bir kalite içinde olmalıdır. Zaman bunu vaat ediyor. Bu evrende zamanda kalite kavramı işliyor arkadaşım.

Zamanda Kalitenin olduğu bir yerde adalette görecelidir. Bir fabrika düşünün her an farklı bir kalitede ürün üretiyor ise bu fabrikanın standart kalite kavramı kalmamış ve adaletini yitirmiştir. (bizim kalite politikalarımıza göre bu böyledir.)

Evrenin kalite politikası bizim sığ düşünce ve embesil fikir ve saçma politikalarımız ile doğru orantılı işlemediği kesindir.

Peki evreni analiz ettiğimizde benim elimdeki donelere göre. Evren, zaman kavramı temelinde sürekli farklı kalitede çalışmaktadır. Zaman hem görecelidir, hemde her an farklı kalitededir.

Örnek; 1 yıl önceki bugün, şu içinde bulunduğumuz ana göre fiziksel, biyolojik, ruhsal farklılıklar içinde titreşim salınımı ile çalışır.

Özet ile, bu matematik ile incelersek hayatı; Dün bugünden, veya 2 gün önce, yarından daha hayırlı olabilir.

Bakın burası çok önemli; DİKKAT!!!

Her zaman farklı bir sonuca gebedir. Her an yani Zaman, içinde karmik ilahi bağlar barındırır.

İlahi hakkediş kavramı nasıl işliyor sen biliyor musun?

Zamanın içinde doğan / doğmakta olan her bir ruh, bir diğerinden kalite anlamında farklı bir potansiyel barındıracak şekilde doğmaktadır. Buna; Evren / Zamanın karakter üretimi diyoruz.

(Aslında hepiniz bunun farkındasınız ama kabul etmek zor. Haklısınız.)

Her ruh farklı bir karakter elbisesi ile dünyaya gelmek zorundadır. Yani, eşit değiliz maalesef… Eşitlik kavramının olmadığı bir yerde adalet kavramı tartışma konusudur.

Eşitliğin olmadığı yerde çatışma olmak zorundadır. Herkes birbirini sevmek zorunda de değildir. Bu matematiğe göre herkes birbirini Natal haritasındaki potansiyele göre sevebilir. Bunun aksini idda edenin alnını karışlarım. Elimde bilgi var. Senin elinde ne var. Neye göre kime göre ? evet gel sana açıklayayım. Senin kimleri sevebilme olasılığın, daha doğduğun anda gizlidir.

Evrende işler maalesef böyle işliyor.

Zaman içinde bulunduğu kaliteye göre, farklı karakter türetmektedir. Zamanın içinde Başlayan herşey başladığı anın içindeki kaliteye göre bir sonuca gebedir. Başladığın anda ne vaat ediliyorsa, başlayan her neyse o konu / olgu / karakter %20 standart sapma (Özgür irade) ile sonuca gitmek zorundadır.

Hal böyleyken bizim inandığımız ilahi adalet anlamını yitirir. Ancak elimdeki diğer doneler delildir ki; Allah yani baş ve tek mühendis asla adaletsiz değildir.

Peki bu ilahi adalet evrende nasıl işler. ? Neye göre ? Kime göre? Bu Sebep sonucu ilişkisi nasıl işler?

Eğer benim bile kabul etmekte zorlandığım gerçekleri kabul etmezsek, bu şu sonucu ortaya koyar; Allah birilerine torpil geçmiştir ki, Bu imkansız. Mümkün değil, Deliller bu yönde değil. Bu evrende asla torpil işlemez. Peki ya nasıl?

Bunu size bir anlatsam beni burada taşa tutarsınız.!!

İlahi adalet mekanizması sandığınız gibi işlemiyor.

Allah tektir, vardır…. Ancak, Evrende işler sandığınız gibi işlemiyor…

Kuranı Kerim bir din diyanet kitabı değil, evrsensel kozmik bilgiler barındıran ilahi bir kitaptır. Biz bu kitabı diyanet işlerine has bir kitap olduğunu sana duralım. Kuranı kerim ölülere indirilmemiştir. Ölü merasimleri ile ilgili içerik barındırmaz.

Biz müslümanlar Kuranı kerimi elinde tutarak 1400 senede cennet hurisi / cehennem zebanisi olgusundan öte gidebilmişte değiliz.

Ben islam bilgini değilim. Olmaya da pek zamanım yok. Ancak benim görebildiğim kadarıyla da, Bazı gerçekleri es geçerek, görmezden gelerek, bu hayatı asla açıklayamazsınız. İslam alimi dahi olsanız açıklayamazsınız.

Astrolojik teknik deliller çerçevesinde, amatör ruhum ve aklımın yattığı, dilimin döndüğü kadar gerçekleri size belirtiyorum. Bu hayat sandığımız gibi bir yer değildir. ilk önce Farkında olun. İşte o zaman anlamaya başlayacaksın gerçekleri.

Gerçekleri görmeye başladığınızda Şok olacağınızı garanti ediyorum!!!

Aslında en başından beri büyük yanılgı içindeyiz.

Biz bu kafayla ancak katolik bir müslüman olarak ölmeye mahkumuz.

Daha fazla açıklama yaparsam beni taşa tutacağınızı biliyorum ve kısa kesmek istiyorum.

Bazen gerçekleri Kabul etmek çok zor değil mi? işte ben bu kabul edilemez gerçeklerin matematiksel olarak kabul edilebilirliğini görünce, büyük bir şok geçirdiğimi belirtmek istiyorum. Hala bile sindiremediklerim var ya, ben bile görmezden gelmek istiyorum. Aslında haklısınız ucunda çarpılıp taş olmak ta var. 🙂 İnsan korkuyor.

Aslında konu şu; Evrende işlerin nasıl işlediği ayan beyan ortada, sorun şu; biz konulara kuranda ayet yok diyerek kabul etmiyoruz. İşte kuranda ayet yok, ama kime göre ? neye göre.? Kim dedi? Hüseyin hocaya göre olmaz bu iş.

Evrende matematik işliyor arkadaşım, Hüseyin hoca kim. ? Senin Ahmet / Hüseyin hocan mutlaka saygıdeğer biri olabilir, ama evrensel matematik ortada.

Bence bu Ahmet ve Hüseyin hocaların önce bir astroloji öğrenmesi lazım artık. Yok…. ben çözsem de açıklayamıyorum… madem onlara izah edelim, onlar düşünsün. Her şeyi de ben mi düşünecem canım.

Hüseyin hocaya göre, İdris peygamberin Astroloji ilmi Fal dı sahi değil mi? Baş falcı da İdris peygamberdi sahi.,, Hımmm tamam peki..

Sonra görüşürüz o zaman.

Diğer tarafta..

Sevgiler 🙂

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu